Beklenen Faiz Artış Sinyali
Çanlar Avrupa Merkez Bankası için çalıyor. Hatanın neresinden dönülse kardır şiarı ile dün yaptığı açıklamada Temmuz ve Eylül aylarını işaret eden Lagarde, 9 Haziran tarihinde gerçekleşen faiz oranı kararında pas geçmeyi tercih etmişti. Rezerv para birimine sahip olan ve 1994 yılından bu yana en sert faiz artışını gerçekleştiren ve şahin tondan asla taviz vermeyen FED’in yanında; faizleri sabit bırakarak güvercin tonda kalmayı tercih eden Avrupa Merkez Bankası köprüden önce son çıkışı gündemine almış gibi görünüyor.
Küresel bazda artan enflasyonun yanı sıra, artan enerji fiyatlarının imalat sektörünü derinden etkilemesi, diğer bir yandan Rusya – Ukrayna savaşının oluşturduğu jeopolitik riskler ve belirsizlikler Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomileri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başladı. Hazirandan yapılan yanlıştan Temmuz ve Eylül aylarında döneceklerini belirten Lagarde; özellikle 1 Temmuz itibari ile varlık alım programını sonlandırarak para politikasını sıkılaştırma yolunda ciddi bir adım kaydetmiş olacak. Temmuz ayındaki toplantıda 25 baz puan artış sinyalini veren ve sözlü yönlendirme ile piyasaya şekil vermeye çalışan tecrübeli isim, Eylül ayına da faiz artış ihtimalinin altını çizerek 25 baz puan daha artış yapılabilmesi olasılığını güçlendirdi. Lokomotif gücün FED olduğu ve diğer ülke merkez bankalarının da bu trene bindiği süreçte Avrupa Birliği Merkez Bankası ve TCMB’nin faiz artış konusunda sessiz kalması ve son toplantılarını pas geçmesi ilgili para birimleri üzerinde negatif etki yarattı. Dünkü açıklamanın ardından Eurusd paritesi güne iyimser bir hava eşliğinde giriş yapsa da kısa vadede hem teknik hem de psikolojik açıdan önem düzeyi yüksek olan 1,0660 – 1,0830 seviyeleri üzerinde fiyatlaması zor görünüyor.
Özellikle bu denli agresif bir tutum izleyen FED’in para politikasına bakacak olursak global bazda; ilerleyen günlerde dolar kıtlığının yaşanabileceğini vurgulamakta fayda görüyoruz. Mevcut ekonomik konjonktür, siyasi politik gelişmeler ve jeopolitik riskler incelendiğinde ciddi enflasyon baskısı altında kalan yurt içi piyasaların kısa vadede nefes alabilmesi için 23 Haziran 2022 tarihinde yapılacak olan TCMB faiz oranı kararında minimum 300 baz puan artışı yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Fakat hali hazırda yaşanan iç politika dinamiklerinde Merkez bankasının tekrar pas geçmesi de kuvvetle muhtemel görünmektedir. Farklı para politikaları veya yeni açıklanabilecek farklı enstrümanlar üzerinden kuru dengede tutma çabası ve enflasyonu düşürme hamlesi mevcut yönetim tarafından değerlendirilebilir. Fakat bu denli yüksek enflasyonun olduğu ortamda ve kurların ciddi anlamda yukarı yönlü potansiyelini koruduğu zeminde; FED’in ardından kervana AMB’nin de katılmış olması ne yazık ki TL için önümüzdeki günlerin daha zor geçmesine zemin hazırlayabilir.
2022-06-21 11:15:50
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Ulaşmış olduğunuz bu site kapsamındaki gerek sözel gerekse de grafik bilgiler ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil ve surette olursa olsun herhangi bir karar dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla toplanmıştır.